Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

daha yüksek

  • 1 daha yüksek

    interj. excelsior
    * * *
    higher (adv.)

    Turkish-English dictionary > daha yüksek

  • 2 daha yüksek

    higher

    İngilizce Sözlük Türkçe > daha yüksek

  • 3 daha yüksek sesle çalmak

    v. play up

    Turkish-English dictionary > daha yüksek sesle çalmak

  • 4 eli omuzlardan daha yüksek olan

    adj. overhand

    Turkish-English dictionary > eli omuzlardan daha yüksek olan

  • 5 höher

    daha yüksek

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > höher

  • 6 выше

    daha yüksek; üstünde; yukarıda
    * * *
    сравн. ст. от высокий, высоко

    он вы́ше тебя́ (ро́стом) — boyu seninkinden uzundur

    вы́ше человеческого ро́ста — insan boyunu aşkın

    вода́ подняла́сь вы́ше коле́на — sular dizden yukarı çıktı

    он ста́вит свои́ интере́сы вы́ше интере́сов други́х — kendi çıkarlarını başkalarının çıkarından üstün tutar

    2) нареч. (вверх от чего-л.; сверх чего-л.)

    он живёт этажо́м вы́ше — bir üstteki katta oturuyor

    де́ти от трёх лет и вы́ше — üç ve daha yukarı yaşlardaki çocuklar

    3) предлог (вне чего-л.) üstünde; dışında

    э́то вы́ше мои́х сил — bu takatimin üstündedir

    4) нареч. ( раньше) yukarıda

    как отмеча́лось вы́ше — yukarıda belirtildiği gibi

    чита́й тремя́ строка́ми вы́ше — üç satır yukarısını oku

    Русско-турецкий словарь > выше

  • 7 лучший

    daha iyi,
    daha güzel; en iyi
    * * *
    1) сравн. ст. от хороший daha iyi; daha güzel

    проду́кция лу́чшего ка́чества — daha yüksek / üstün kalitede ürün(ler)

    лу́чшего приме́ра быть не мо́жет! — bundan iyi / âlâ misal olamaz!

    2) превосх. ст. от хороший en iyi

    лу́чший учени́к кла́сса — sınıfın birincisi

    лу́чший футболи́ст го́да — yılın futbolcusu

    ко́нкурс на лу́чший та́нец — dans yarışması

    из спортсме́нов отобра́ли тех, кто был в лу́чшей фо́рме — sporcular içinden en formda olanları seçildi

    3) (→ сущ., м лу́чшая → сущ., ж лу́чшее → сущ., с) en iyisi

    лу́чшего не найдёшь — (daha) iyisini bulamazsın

    неуже́ли ты не нашёл ничего́ лу́чшего? — bula bula bunu mu buldun?

    за неиме́нием лу́чшего — daha iyisi olmadığından

    ••

    в лу́чшем слу́чае — en iyi ihtimalle

    всего́ лу́чшего! — iyi günler!

    э́то к лу́чшему! — hayra alamet!

    дай бог, к лу́чшему! — hayırdır inşallah!

    Русско-турецкий словарь > лучший

  • 8 play up

    daha yüksek sesle çalmak, daha sesli çalmak, elinden gelenin en iyisini oynamak [spor.]
    * * *
    abart
    * * *
    (to be troublesome or disobedient: The children are playing up today.) huysuzluk etmek; arıza çıkarmak

    English-Turkish dictionary > play up

  • 9 hoger

    daha yüksek adj

    Nederlands-Turks mini woordenboek > hoger

  • 10 rbieten

    daha yüksek bir fiyat önermek
    geçmek
    üstün gelmek

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > rbieten

  • 11 hagher

    daha yüksek, bir üst

    English to Turkish dictionary > hagher

  • 12 higher bid

    daha yüksek teklif

    English to Turkish dictionary > higher bid

  • 13 speak up

    daha yüksek sesle konusmak

    English to Turkish dictionary > speak up

  • 14 üstün

    1. متفوق [مُتَفَوِّق]
    Anlamı: nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli
    2. متميز [مُتَمَيِّز]
    Anlamı: nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli

    Türkçe-Arapça Sözlük > üstün

  • 15 higher

    adj. ileri
    ————————
    adv. daha yukarı
    * * *
    1. daha yüksek (adv.) 2. yüksek (adj.)

    English-Turkish dictionary > higher

  • 16 متفوق

    مُتَفَوِّق
    1. üst
    Anlamı: birine göre yüksek aşamada olan kimse, mafevk
    2. başat
    Anlamı: başkaları arasında güç ve önem bakımından başta gelen, hakim, dominant
    3. marifetli
    Anlamı: ustalıklı, hünerli
    4. as
    5. üstün
    Anlamı: nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli
    6. ezici
    Anlamı: ağır basan, üstün
    7. becerikli

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > متفوق

  • 17 laut

    laut1
    1. adj yüksek sesli; Straße, Kinder gürültülü
    2. adv yüksek sesle;
    laut und deutlich çekinmeden ve açık seçik (fikrini söylemek);
    laut vorlesen yüksek sesle okumak;
    (sprich) lauter, bitte! daha yüksek sesle (konuş), lütfen!
    laut2 präp -e göre, gereğince

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > laut

  • 18 ступень

    ж
    1) basamak (-ğı)

    ле́стница в сто ступе́ней — yüz basamak / ayak merdiven

    2) ( ракеты) kademe
    3) перен. (уровень в развитии чего-л.) aşama, basamak (-ğı)

    вы́сшая ступе́нь разви́тия — gelişmenin en yüksek aşaması

    подня́ть что-л. на бо́лее высо́кую ступе́нь — daha yüksek bir düzeye çıkarmak

    ••

    шко́ла нача́льной ступе́ни — ilk dereceli okul

    Русско-турецкий словарь > ступень

  • 19 höher

    höher ['høːɐ] adj und adv daha yüksek; yüksekçe;
    höherer Dienst yüksek memuriyet;
    in höherem Maße (oldukça) büyük ölçüde

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > höher

  • 20 higher

    adv.daha yüksek:adj.yüksek

    English-Turkish new dictionary > higher

См. также в других словарях:

  • yüksek — sf., ği 1) Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan ... mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı. Ö. Seyfettin 2) Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan İri kanatları ile bir kaşıkçı kuşu çok yükseklerde tur atıyor. H. Taner 3) Güçlü,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iknurak — daha yüksek, bulendter …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ERFA' — Daha yüksek, çok ulvi, en yüce …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • üstün — 1. sf. 1) Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan Zekâsının işlek, hatasız ve çok üstün olduğunu bir daha anlıyorum. R. H. Karay 2) Birine veya bir şeye göre nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan, faik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Armenians in Turkey — ( tr. Türkiye Ermenileri; hy. Թուրքահայեր, Պոլսահայեր, the latter meaning Istanbul Armenian) have an estimated population of 40,000 (1995) to 70,000. [cite web | last=Turay | first=Anna | title=Tarihte Ermeniler | publisher= [http://www.bolsohays …   Wikipedia

  • Armenios en Turquía — Saltar a navegación, búsqueda Los armenios en Turquía (en turco: Türkiye Ermenileri, en armenio: Թուրքահայեր, Պոլսահայեր, el último de los cuales significa armenio de Estambul) tienen una población estimada que fluctúa entre 40.000 a 70.000… …   Wikipedia Español

  • üstün olmak (veya gelmek) — 1) benzerlerinden daha yüksek düzeyde olmak Aşk, hayatın bütün zevklerine üstün gelen ruhani bir varlıktır. A. Ş. Hisar 2) bir kimseden veya bir şeyden daha yüksek, daha değerli olmak Aliço nun bir gömlek üstün olduğu iyice belirlenmiştir. S.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ilerlemek — nsz 1) Bulunduğu yerden daha ileriye gitmek, yol almak Vapur durmadan düdük çalarak ilerliyordu. H. E. Adıvar 2) Vakit geçmek Mevsimin ilerlemiş olmasına karşın hâlâ direnen bir iki gelincik ve papatya... O. Rifat 3) Daha güçlü, daha etkili… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yükseltmek — i 1) Yükseğe çıkarmak, yukarı kaldırmak 2) Güçlendirmek, şiddetlendirmek 3) Yüksek bir düzeye getirmek, geliştirmek Bunlar memleketin edebiyat tarihinde beni yavaş yavaş yükselten birer basamak. H. E. Adıvar 4) Aşama ve mevki bakımından daha… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ilerleme — is. 1) İlerlemek işi 2) Terfi, terakki Hâkim ve savcıların ... meslekte ilerlemeleri ... kanunla düzenlenir. Anayasa 3) fel. Daha iyi, daha yetkin, daha değerli, daha yüksek bir duruma doğru basamak basamak oluşan gelişme, terakki Birleşik Sözler …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KIDEM — Öncelik ve eskilik. * Evveli bulunmamak. Ezeli olmak. * Başkasından daha önce olmak. Zamanca daha evvelki olmak. Rütbece daha yüksek olmak. * Cenab ı Hakkın Kıdem sıfatı, yâni; ebedî ve ezelî oluşu …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»